Aşırı endişe, korku veya gerilim duygularıyla karakterize olan psikolojik bozukluklardır. Bu bozukluklar, kişinin günlük yaşamını olumsuz etkileyebilir, işlevselliğini kısıtlayabilir ve genel yaşam kalitesini düşürebilir. Fiziksel semptomlar, düşünsel zorluklar ve davranışsal değişiklikler gibi çeşitli belirtilerle kendini gösterebilirler.
Kaygı bozukluklarının çeşitli türleri vardır, bunlar arasında genel kaygı bozukluğu (GKB), panik bozukluk, sosyal anksiyete bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ve belirli fobiler bulunmaktadır. Her bir tür, belirli tetikleyicilere, semptomlara ve tedavi seçeneklerine sahip olabilir.
Genel kaygı bozukluğu (GKB), sürekli endişe, gerginlik ve kaygı duygularıyla karakterizedir. Bu bozukluk, belirli bir tetikleyici olmadan ortaya çıkabilir ve kişinin günlük yaşamını sınırlayabilir. Panik bozukluk, beklenmedik ve tekrarlayan panik ataklarla karakterizedir ve kişinin kalp çarpıntısı, nefes darlığı ve ölüm korkusu gibi fiziksel semptomlar yaşamasına neden olabilir. Sosyal anksiyete bozukluğu, sosyal etkileşimlerde yoğun bir korku veya endişe duygusuyla karakterizedir ve genellikle kişinin sosyal durumlardan kaçınmasına yol açar.
Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), travmatik bir olayı takiben yaşanan yoğun stres ve korku duygularıyla karakterizedir. Bu bozukluk, travmatik olayın ardından aylarca hatta yıllarca devam edebilir ve kişinin normal yaşamını olumsuz etkileyebilir. Belirli fobiler, belirli nesne, durum veya aktivitelere karşı yoğun bir korku veya endişe duygusuyla karakterizedir. Fobiler, kişinin günlük yaşamını sınırlayabilir ve yaşam kalitesini düşürebilir.
Kaygı bozukluklarının tedavisi, bireye özgü olabilir ve terapi, ilaç tedavisi veya her ikisinin kombinasyonunu içerebilir. Bilişsel davranışçı terapi (BDT), kaygı düşüncelerini tanımlama ve değiştirme, kaygıyla başa çıkma stratejileri geliştirme ve maruz kalma terapisi gibi teknikleri içerir. İlaç tedavisi, antidepresanlar ve anksiyolitikler gibi ilaçları içerebilir ve belirli semptomları hafifletmeye yardımcı olabilir.
Tedavinin başarısı, bireyin semptomlarını fark etmesi, yardım araması ve tedaviye bağlılık göstermesiyle ilişkilidir. Erken müdahale ve uygun tedavi, kişinin semptomlarını kontrol altına almasına ve yaşam kalitesini iyileştirmesine yardımcı olabilir. Ayrıca, sosyal destek ağına sahip olmak ve sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıkları edinmek de iyileşme sürecini destekleyebilir.